4-5 ay öncesinden 375 TL’ye gidiş-dönüş bilet aldık. 3 çift olarak gittiğimiz Barcelona’ya hayran olduk. Avrupa rahatlığına Akdeniz havası eklenince, bir de düzen anlamında kusursuz olunca bizim için unutulmazlar arasına girmeyi başardı.
Ülke: İspanya
Başkent: Madrid
Para Birimi: Euro
Dil: İspanyolca (İngilizce günlük hayat için gayet yeterli)
Gezi İçin En Uygun Mevsim: Mayıs-Eylül arası
Ortalama Uçuş Süresi: Yaklaşık 3,5 Saat
Türkiye ile Saat Farkı: Türkiye’den 2 saat geride
Mutlaka Yapın: Barcelonata’da elektrikli scooter kiralayıp sahil boyunca gezin. Kendinize güveniyorsanız bisikletle de yapabilirsiniz. Mutlaka Palau Dalmases’te Flamenco Show izleyin.
Bileti çok önceden almanın güzel yanı, zamanın başlarda çok hızlı, gidiş tarihi yaklaştıkça da çok yavaş geçmesi. İple çekilen o gün geldiğinde alınan zevk üst düzey oluyor haliyle. Hele kalabalık geziler daha bir keyif veriyor. Eurostars Cristal Palace otelde kaldık ve memnun ayrıldık. Hem konumu hem temizliği hem de fiyat-performansı başarılıydı
, tavsiye edebilirim. Ulaşımın çok rahat olduğu bir şehir Barcelona. Metro ağı çok geniş. Ben ısrarla yürümenizi tavsiye ediyorum. 3 günde toplam 57 km. civarında yol yürüdük 🙂 Bazı yerleri dışında tüm şehir düzlük ve geniş kaldırımlara sahip olduğundan yürüyerek gezmek bir hayli keyifli.
İlk İzlenim
Çok ferah bir şehir Barcelona. 19 Mart’ta gittiğimiz halde müthiş bir hava karşıladı bizi ve gidene kadar bırakmadı. Yukarıda bahsettiğim gibi bol yürümeli bir gezi öneriyorum bu şehirde size. Tadını çok güzel çıkartmak için en iyi yol yürümek.
Barcelona’da neler yapılır?
Noucamp
Futbol ile ilgili olmasanız bile gitmenizi şiddetle tavsiye ettiğim bir mekan burası. İhtişamı, dünya markası olmanın gerekliliklerini ve böyle bir deneyimi klübe büyük katkı sağlayacak hale getirmeyi birebir görüyorsunuz.
The Sagrada Familia
Gaudi’nin bu müthiş eseri, şehrin tartışmasız simgesi halini çoktan almış. O kadar ihtişamlı ve güzel bir yapı ki büyülenmemek elde değil. Beni dış görünüşünden daha çok içerisi mest etti. İşçilik ve mühendislik anlamında bugüne kadar gördüğüm herhangi bir yapıya benzemiyordu. Gaudi öldükten sonra eklenen kısımlar, net bir şekilde anlaşılıyor. Biletinizi mutlaka gitmeden önce online olarak alın, yoksa uzun kuyruklar beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Park Güell
Gaudi’nin diğer eseri olan Park Güell, şehre hakim bir tepede. İçindeki yapıla Hansel ile Gretel masalından fırlamış gibi. Şehri tepeden görmek için de güzel bir konuma sahip. Her daim tıklım tıklım olduğunu göz ardı etmemek lazım.
Flamenco Show
Türkiye ve yemek deyince “Sis Kebab” demek ne ise Barcelona için de Tapas o demek. Ne tam bir yemek aslında Tapas ne de atıştırmalık. İkisinin arasında, Türk mutfağındaki meze konumunda. Deniz mahsullü olanları daha yoğun ve bizim damak tadımıza daha uygun. Özellikle yukarıdaki Cuidad Condal restaurant, bu konuda çok başarılı. La Rambla’dan denize doğru değil tam ters yöne doğru dümdüz çıktığınızda 1-2 km. sonra köşede beliriveriyor. En az yarım saat kuyruk bekleyeceğiniz gerçeğini bilerek gidin ama yılmayın. Pişman olmayacaksınız 🙂 Yanında alacağınız Sangria ise enfes. Bunun yanında Tapa Tapa da bu işi fast food’a dönüştüren ama yine de başarılı sayılabilecek bir seçenek. Bir kaç farklı şubesi olan bu restaurantı şehirde gezerken mutlaka göreceksiniz. Bir detay daha: Barcelona insanı çok geç saatlere kadar yeme içmeye meraklı olduğundan, diğer Avrupa şehirlerindeki gibi akşam 6-7’den sonra yemek yemelik bir yer olmayacak korkusunu yaşamayın, gece 12’de bile kuyruk beklenen çok sayıda mekan gördüm, rahat olun 🙂
Kahvaltıyı keyifli bir hale dönüştürmek için Bohem mahallesindeki Milk çok güzel bir seçim. Değişik ama bir o kadar güzel kahvaltı seçenekleri var. Gelin bir değişiklik yapın ve o sıradan otel kahvaltılarından vazgeçip değişik bir deneyim yaşayın, pişman olmayacaksınız.
La Rambla üzerindeki bu pazarın içeriği, meyve, sebze, kuruyemiş, et ve balık ağırlıklı. Atıştırmalık tropikal meyvelerden mutlaka deneyin.
Dansa ilgisi olan biri olmadığım halde Flamenco izlemek çok keyifliydi. Hele ki Palau Dalmases’te izliyorsanız büyülenmeme ihtimaliniz yok. Barcelona’daki en güzel deneyimlerden birisi, mutlaka gidilmeli.
Gaudi’nin diğer eseri olan Park Güell, şehre hakim bir tepede. İçindeki yapıla Hansel ile Gretel masalından fırlamış gibi. Şehri tepeden görmek için de güzel bir konuma sahip. Her daim tıklım tıklım olduğunu göz ardı etmemek lazım.
Gaudi’nin bu müthiş eseri, şehrin tartışmasız simgesi halini çoktan almış. O kadar ihtişamlı ve güzel bir yapı ki büyülenmemek elde değil. Beni dış görünüşünden daha çok içerisi mest etti. İşçilik ve mühendislik anlamında bugüne kadar gördüğüm herhangi bir yapıya benzemiyordu. Gaudi öldükten sonra eklenen kısımlar, net bir şekilde anlaşılıyor. Biletinizi mutlaka gitmeden önce online olarak alın, yoksa uzun kuyruklar beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Futbol ile ilgili olmasanız bile gitmenizi şiddetle tavsiye ettiğim bir mekan burası. İhtişamı, dünya markası olmanın gerekliliklerini ve böyle bir deneyimi klübe büyük katkı sağlayacak hale getirmeyi birebir görüyorsunuz.
Çok ferah bir şehir Barcelona. 19 Mart’ta gittiğimiz halde müthiş bir hava karşıladı bizi ve gidene kadar bırakmadı. Yukarıda bahsettiğim gibi bol yürümeli bir gezi öneriyorum bu şehirde size. Tadını çok güzel çıkartmak için en iyi yol yürümek.
Şehrin meşhur tatlısı Churros’u bu mekandan başka yerde denemeyin. Bizdeki halka tatlının çok daha hafifi. Bohem mahallesinde kime sorsanız yerini gösterir 🙂
Barceloneta’da 1 saati 25 €’ya kiraladığımız bu araçla sahilin en sonuna kadar yaklaşık 6 km. yol yaptık. Çok güzel bir deneyim, geniş sahil boyunca bisikletlere ayrılan özel yolda yorulmadan o kadar güzel bir tur oluyor ki. Sahilin sonlarına doğru fotoğraflarda gördüğünüz kaykay pistinde çok güzel shovlar izlemekte mümkün. Zaman ve para kısıtınız yoksa en az 2 saat kiralamanızı öneririm.
Dansa ilgisi olan biri olmadığım halde Flamenco izlemek çok keyifliydi. Hele ki Palau Dalmases’te izliyorsanız büyülenmeme ihtimaliniz yok. Barcelona’daki en güzel deneyimlerden birisi, mutlaka gidilmeli.
Elektrikli Scooter Turu
Barceloneta’da 1 saati 25 €’ya kiraladığımız bu araçla sahilin en sonuna kadar yaklaşık 6 km. yol yaptık. Çok güzel bir deneyim, geniş sahil boyunca bisikletlere ayrılan özel yolda yorulmadan o kadar güzel bir tur oluyor ki. Sahilin sonlarına doğru fotoğraflarda gördüğünüz kaykay pistinde çok güzel shovlar izlemekte mümkün. Zaman ve para kısıtınız yoksa en az 2 saat kiralamanızı öneririm.
La Boqueria
La Rambla üzerindeki bu pazarın içeriği, meyve, sebze, kuruyemiş, et ve balık ağırlıklı. Atıştırmalık tropikal meyvelerden mutlaka deneyin.
Yeme – İçme
Türkiye ve yemek deyince “Sis Kebab” demek ne ise Barcelona için de Tapas o demek. Ne tam bir yemek aslında Tapas ne de atıştırmalık. İkisinin arasında, Türk mutfağındaki meze konumunda. Deniz mahsullü olanları daha yoğun ve bizim damak tadımıza daha uygun. Özellikle yukarıdaki Cuidad Condal restaurant, bu konuda çok başarılı. La Rambla’dan denize doğru değil tam ters yöne doğru dümdüz çıktığınızda 1-2 km. sonra köşede beliriveriyor. En az yarım saat kuyruk bekleyeceğiniz gerçeğini bilerek gidin ama yılmayın. Pişman olmayacaksınız 🙂 Yanında alacağınız Sangria ise enfes. Bunun yanında Tapa Tapa da bu işi fast food’a dönüştüren ama yine de başarılı sayılabilecek bir seçenek. Bir kaç farklı şubesi olan bu restaurantı şehirde gezerken mutlaka göreceksiniz. Bir detay daha: Barcelona insanı çok geç saatlere kadar yeme içmeye meraklı olduğundan, diğer Avrupa şehirlerindeki gibi akşam 6-7’den sonra yemek yemelik bir yer olmayacak korkusunu yaşamayın, gece 12’de bile kuyruk beklenen çok sayıda mekan gördüm, rahat olun 🙂
Şehrin meşhur tatlısı Churros’u bu mekandan başka yerde denemeyin. Bizdeki halka tatlının çok daha hafifi. Bohem mahallesinde kime sorsanız yerini gösterir 🙂
Kahvaltıyı keyifli bir hale dönüştürmek için Bohem mahallesindeki Milk çok güzel bir seçim. Değişik ama bir o kadar güzel kahvaltı seçenekleri var. Gelin bir değişiklik yapın ve o sıradan otel kahvaltılarından vazgeçip değişik bir deneyim yaşayın, pişman olmayacaksınız.
Türkiye ve yemek deyince “Sis Kebab” demek ne ise Barcelona için de Tapas o demek. Ne tam bir yemek aslında Tapas ne de atıştırmalık. İkisinin arasında, Türk mutfağındaki meze konumunda. Deniz mahsullü olanları daha yoğun ve bizim damak tadımıza daha uygun. Özellikle yukarıdaki Cuidad Condal restaurant, bu konuda çok başarılı. La Rambla’dan denize doğru değil tam ters yöne doğru dümdüz çıktığınızda 1-2 km. sonra köşede beliriveriyor. En az yarım saat kuyruk bekleyeceğiniz gerçeğini bilerek gidin ama yılmayın. Pişman olmayacaksınız 🙂 Yanında alacağınız Sangria ise enfes. Bunun yanında Tapa Tapa da bu işi fast food’a dönüştüren ama yine de başarılı sayılabilecek bir seçenek. Bir kaç farklı şubesi olan bu restaurantı şehirde gezerken mutlaka göreceksiniz. Bir detay daha: Barcelona insanı çok geç saatlere kadar yeme içmeye meraklı olduğundan, diğer Avrupa şehirlerindeki gibi akşam 6-7’den sonra yemek yemelik bir yer olmayacak korkusunu yaşamayın, gece 12’de bile kuyruk beklenen çok sayıda mekan gördüm, rahat olun 🙂
Kahvaltıyı keyifli bir hale dönüştürmek için Bohem mahallesindeki Milk çok güzel bir seçim. Değişik ama bir o kadar güzel kahvaltı seçenekleri var. Gelin bir değişiklik yapın ve o sıradan otel kahvaltılarından vazgeçip değişik bir deneyim yaşayın, pişman olmayacaksınız.
La Rambla üzerindeki bu pazarın içeriği, meyve, sebze, kuruyemiş, et ve balık ağırlıklı. Atıştırmalık tropikal meyvelerden mutlaka deneyin.
Dansa ilgisi olan biri olmadığım halde Flamenco izlemek çok keyifliydi. Hele ki Palau Dalmases’te izliyorsanız büyülenmeme ihtimaliniz yok. Barcelona’daki en güzel deneyimlerden birisi, mutlaka gidilmeli.
Gaudi’nin diğer eseri olan Park Güell, şehre hakim bir tepede. İçindeki yapıla Hansel ile Gretel masalından fırlamış gibi. Şehri tepeden görmek için de güzel bir konuma sahip. Her daim tıklım tıklım olduğunu göz ardı etmemek lazım.
Gaudi’nin bu müthiş eseri, şehrin tartışmasız simgesi halini çoktan almış. O kadar ihtişamlı ve güzel bir yapı ki büyülenmemek elde değil. Beni dış görünüşünden daha çok içerisi mest etti. İşçilik ve mühendislik anlamında bugüne kadar gördüğüm herhangi bir yapıya benzemiyordu. Gaudi öldükten sonra eklenen kısımlar, net bir şekilde anlaşılıyor. Biletinizi mutlaka gitmeden önce online olarak alın, yoksa uzun kuyruklar beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Futbol ile ilgili olmasanız bile gitmenizi şiddetle tavsiye ettiğim bir mekan burası. İhtişamı, dünya markası olmanın gerekliliklerini ve böyle bir deneyimi klübe büyük katkı sağlayacak hale getirmeyi birebir görüyorsunuz.
Çok ferah bir şehir Barcelona. 19 Mart’ta gittiğimiz halde müthiş bir hava karşıladı bizi ve gidene kadar bırakmadı. Yukarıda bahsettiğim gibi bol yürümeli bir gezi öneriyorum bu şehirde size. Tadını çok güzel çıkartmak için en iyi yol yürümek.
Şehrin meşhur tatlısı Churros’u bu mekandan başka yerde denemeyin. Bizdeki halka tatlının çok daha hafifi. Bohem mahallesinde kime sorsanız yerini gösterir 🙂
Barceloneta’da 1 saati 25 €’ya kiraladığımız bu araçla sahilin en sonuna kadar yaklaşık 6 km. yol yaptık. Çok güzel bir deneyim, geniş sahil boyunca bisikletlere ayrılan özel yolda yorulmadan o kadar güzel bir tur oluyor ki. Sahilin sonlarına doğru fotoğraflarda gördüğünüz kaykay pistinde çok güzel shovlar izlemekte mümkün. Zaman ve para kısıtınız yoksa en az 2 saat kiralamanızı öneririm.